HASTALIK

Ruhsal, bedensel ve sosyal iyilik halinin yitirilmesi durumunda ortaya çıkan dengesizlik halidir. Hastalık yaşamın nerelerde hasarlandığının mesajını da verir. Dolayısıyla iyileşmek için bir rehberdir.

Her varlık ilişkileriyle, yani bağlantılarıyla varolur. Varlıklar kendilerini çeşitli yaşam bilgisi alışverişleriyle ifade edemezse, hastalığın tohumları atılır. Bağlantılar kopar ve bu süreç kritik noktaya gelirse, hastalık görünür hale gelir.

Birçok insan hastalığı zihinsel tutumla ilgilidir. Zihnin düşüncelerle dolu oluşu, endişe, heyecan gibi durumlar hastalık nedeni olurlar. Hastalıklı zihinsel tutumlar yanlış soluma ve duruş alışkanlıklarıyla ya da bedensel farkındalığın azalmasıyla yakından ilgilidir. Solumanın sığlığı, kesikliği, bedensel gerginlik, yanlış duruşlar hep zihni de bozarak hastalığa davetiye çıkarırlar.

Zihin sağlığının bir unsuru duygulardır. Duygular takıntılı hale gelirse ya da ifade edilmeyip bastırılırsa, hastalanmaya neden olurlar. Duyguların serbestçe akması ve birinin diğerine yer vermesi sağlığı teşvik eder.

Zihin sağlığında diğer bir unsur da ılımlı düşünmektir. Zihnin işlevlerinden birisi olan düşünmek günlük yaşamın zorluklarını aşmak için başvurduğumuz bir yetimizdir. Ancak beyni ısıtır. Eğer çok düşünürsek ve bu kronikleşirse, beyin adeta pişmeye başlar. Çok düşünmek yalnızca beyni pişirmez, dalağın işlevini de bozar. Dolayısıyla zihni zaman zaman da düşüncelerle meşgul etmeyip dinlendirmek, yani "boş" kılmak gerekir. Bunu çigongda sessizliğe giriş (bkz: program) çalışmasıyla yaparız.

Geleneksel Çin tıbbının görüşüne göre hastalığa çeşitli iç ve dış nedenler ve bunların dışındaki çeşitli nedenler yol açar. Altı aşırı hava durumu, salgın hastalıklar, travmatik yaralar dış nedenleri meydana getirirken yedi duygunun aşırılıkları iç nedenleri oluşturur. Yeme, içme, yorulma, uyuma gibi günlük yaşam etkinliklerinin düzensiz ve dengesizlikleri de çeşitli hastalık nedenlerini oluşturur.