BİLİNÇ
Tüm varlıklarıyla birlikte evren bir iletişim ağında ve değişim dönüşüm süreci içindedir. Varlıklar bir ve aynı kökenden geldiklerine dair derin bir biliş içinde gelişme, evrinme gereksinimi duyarlar. Bu amaçla birbirleriyle madde - enerji değiştokuşu yaparlar. Bu alışveriş temelde bir yaşam bilgisi alışverişidir; her varlık kendinde olmayan unsuru diğerlerinden alarak daha üstün bir organizasyon düzeyine ulaşır. Bu, gelişme ve evrimin ilkesidir. Bütün varlıklar kendilerini bir ortak yaşam biçimi içinde bulurlar.
Böylece yaşamın iletişim ağı yönünü görürüz: Bütün varlıklar yalnızca gelişmek amacıyla değil, temelde varolmak için de ilişkilere gerek duyarlar. Her varlık ancak ilişkileriyle var olur ve evrinmek için bu oyunsu serüveni sürdürür. Yaşama özgü bu varoluş ve evrim hareketleri bilincin ta kendisidir. Bu bilinç insan zekâsından farklı olarak tüm hücrelere, tüm moleküllere, hatta her atomaltı parçaya adeta kazınmış bir temel biliş halidir. Evrenin süregelmesi, gökadaların doğup gelişip dönüp dolaşması ve dağılıp yenilerini doğurması ya da iç organların çalışması için insan zekâsına gerek yoktur. Herşeyden içre olan temel bilinç bunu başarır.
Bilinç, kural dışı olmamak kaydıyla evrenin her varlığının içine kazılı bir "mühür"dür, yaşamın mührüdür. Çinliler bu hareket ettirici ilkeyi dao olarak adlandırırlar. Dao her şeyi çekip çevirir. Bu espriyi bir ululuk atfederek anlatmaya çalışırsak, Amerikan yerlilerinin yaptığı gibi Yüce Ruh olarak da adlandırabiliriz.